16 Haziran 2018 Cumartesi

Kuruçeşme- AMY Evi









Mutfak












Nurol Tarabya sitesi- HA evi




















Altın Kapı- YediKule Hisarı


İSTANBUL
YEDİKULE ZİNDANLARI
ALTINKAPI
Pafta: 327
Ada: 1265
Parsel: 18













TARİHÇE

                  

İstanbul ili, Fatih ilçesi,imrahor ilyasbey mahallesi,Yedikule meydanı,327 pafta,1265 ada, 18 parselde yer alan I. Grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli Yedikule  Hisarında bulunan
Altın Kapı(PORTA AUREA-GOLDEN GATE)
Latince Porta Aurea ve Yunanca Khryse Pyle Olarak Bilinen Altın Kapı Marmara kıyısının yaklaşık 600 metre kuzeyindeki şehir surlarına yapılmıştır.bir teoriye göre Altınkapı ‘yı barbar “Klemens Maximi” yenen  I.Theodoisius  Yaklaşık 390 Yılında bir Zafer Takı olarak yaptırmış ve II.Theodoisius bu kapıyı  5. yüzyılın ilk yarısında inşa ettirdiği kendi savunma duvarlarına (Theodoisius surları )dahil etmiştir.günümüzde daha geçerli olan bir görüş ise Theodoisius’un bu kapıyı Theodoisius surları  ile aynı zamanda yaptırmış olduğu ve 447'de Küçük Altın Kapı (Propile) yapının dış kısmına ilave ettirmiş olduğudur.
Altınkapı kara surlarının en önemli kapısı olarak bilinir Bu kapının özel bir durumu vardır Via Egnetia adı verilen İstanbul-Roma anayolu buradan başlıyordu Altın Kapı, Bizans döneminde günlük kullanıma kapalı sadece İmparatorluk törenlerinde kullanılan bir kapı idi. Trakya’dan gelen Via Egnatia yolu bu kapıdan geçtikten sonra kentin Mese-Divanyolu denilen ana caddesinde devam edip ve Ayasofya önünde son buluyordu.Kendine özgü bir cephe mimarisine sahip olan kapıda normal kapılardaki tek açıklık yerine, ortadaki daha geniş olmak üzere üç açıklık vardır Ana giriş imparatora aitti, halk ise yan kapıları kullanıyordu mermer bloklarla kaplı cephede büyük kemerin iç ve dış tarafında kitabe bulunuyordu.
Altın kapı bir zafer takı olarak tasarlanmıştır.olağan roma tarzında yapılan kapı ,toplam üç kemerden oluşup ortadaki büyük ana kemerin her iki yanında birer küçük kemer daha bulunur.kemerlerin dış hatları belirli bir şekilde hala gözükse de ,açıklıkları daha sonraki Bizans dönemlerinde tuğla ile örülmüştür. malalas, kapının altın ile parıldadığını söylese de ,ki ismi bu sebepten verilmiştir ,ışıltı muhtemelen tunç levhalardan kaynaklanmaktaydı.heykeller ile süslenmiş kapının üzerinde roma’ daki porta triumphalis ‘te olduğu gibi ,dört filin çektiği tunçtan bir  de quadriga vardı. porta aurea ismi ,merkez kemerin üzerinde ,şu an olmayan bir yazıtta yer almaktaydı:"theodosius bu kapıyı ,tiran’ ın mağlup edilişinden sonra süsledi.altın kapı ‘yı yapan o ,altın çağı geri getiriyor." dış kapının iki yanına  korint başlıklı sütunlar dururken ,her iki taraftaki duvarlar da yunan mitolojisinden sahneler ile donatılmıştı.       
 Büyük Marmara adasından getirilen mermerlerle inşa edilen Altın Kapı’nın sağ ve sol tarafındaki kuleler (Güney Pylon, Kuzey Pylon) İmparator II.Theodisius’un becerikli valisi Anthemius tarafından yaptırılan şehir surlarıyla birleştirilmiştir. Altın Kapı, altın süslemelerinden dolayı “Yaldızlı Kapı” olarak da bilinirdi. Bir zamanlar Altın Kapı’nın üzerinde çift başlı Bizans Kartalı kabartması, zafer tanrıçası Nike’nin ve fil koşumlu bir araba heykelin yer aldığı söylenir. Leo I (457), Basiliseus (476), Phocas (602), Ermenistanlı Leo (813), Nicephorus Phocas (963) gibi büyük imparatorlardan bazıları kendilerini taht, şan ve şöhrete götüren yola Altın Kapı’dan törenlerle geçerek girmişlerdi.
Leo-
Basilieus


Nicephorus Phocas
Yedikule olarak bilinen kalenin bir parçası haline getirilmiştir.kaleye adını veren yedi kuleden dördü Theodoisius surları’na dahil edilmiş , II.mehmed surları içine üç ek kule daha yapmış ve bunların aralarına duvarlar inşa ederek beş tarafı kapalı bir alan elde etmiştir(1457)ilk zamanlar devletin hazinesinin saklandığı yer olarak, sonraki dönemlerde uzun süre zindan olarak kullanılmıştır.1895 yılında müzeler idaresine devredilmiş olup,halen müze olarak kullanılmaktadır.
  Kalenin yapımı sırasında Bizans surlarının üç geçidi kapatılmış ve önündeki köprü de yıkılmıştır. Buradaki Altın Kapı önünde bulunan kabartma plakalardan 12 tanesinin 1620 yılına kadar yerinde durduğu İngiliz Elçisi Sir Th.Roe’den öğrenilmektedir. Bir süre sonra da kaybolan bu plakaların ne olduğu bilinmemektedir.
Törenler kitabı’na göre yeni bir hükümdar hebdomon ‘da augustus ilan edilince ,şehre bir resmi geçit eşliğinde altın kapı’dan girer,burada şehrin önde gelenleri ve halk tarafından karşılanır ve aynı usul ,imparator bir galibiyet sonrası başkente döndüğünde de tekrarlanırdı.
kapının kanatlarının  Venedik’te yerlerini aldığı söylense de Bazı kaynaklara göre, San Marko Bazilikası’nın ana giriş kapısının kanatları bunlardı. ( Bazı kaynaklarda ise bu bazilikanın kapı kanatlarının Sultanahmet’deki Büyük Saray’a ait olduğundan söz edilir.)


Yedikule Zindanlarının Geçirdiği Evreler:
•          532 yılında ilk Latin istilası sırasında Altın Kapı çok büyük hasar görmüştür. Daha sonra yeniden onarılmıştır.
•          868 – 1058 yılları arasında Makedonya hanedanlığı zamanında Altın Kapı yanındaki iki mermer kule hapishane olarak kullanılmıştır.
•          1458 Fatih döneminden başlayarak 1789 I.Abdulhamit dönemine kadar Osmanlı hazinesi (Hazine-i Humayun) buradaydı.
•          15. ve 19. asırlar arasında siyasi hapishane (Devlet hapishanesi) olarak kullanılmıştır.
•          I. Mahmud döneminde, 1768 yılındaki büyük İstanbul depreminde, harap olmuş ve kısmen tamir edilmiştir.
•          Abdülmecid döneminde 1851 yılında Hayvanat Bahçesi olarak kullanılmıştır.
*1871 ‘de Kız Sanat evi olarak kullanılmıştır. Burada 400 genç kız ve kadınların çalıştığı bilinmektedir.
•          1874’de II.Abdülhamit döneminde Fişekhane olmuş, uzun müddet Davud paşa kışlasındaki suvarilerin hayvanlarının ot ve arpa ambarı olarak kullanmıştır.
•          1883’te sebze bahçesi yapılmak üzere Bektaşi dervişlerinden Mersul Babaya verilmiştir. Bir kaç yıl sonra iki yüz kuruş kira ile Bahçıvan Cemil Bey’e verilmiştir.
*I. Meşrutiyet döneminde (1876) tekrardan hapishane olarak kullanılmak istenmiş, fakat daha sonra vazgeçilmiştir.
*1895 yılında müzeler umumi müdürlüğüne verilen Yedikule Hisarı, 1968 yılından itibaren İstanbul Hisarlar Müzesi Müdürlüğü'ne bağlıdır.
Yedikule Hisarı ve Altın Kapı’nın son onarım ve restorasyonu Y.Mimar Cahide Tamer tarafından 1958–1970 yılları arasında yapılmıştır. Bundan sonra Hisarlar Müzesi Müdürlüğü’ne bağlı olarak 1985’te ziyarete açılmıştır. Günümüzde Yedikule kültür ve sanat merkezi olarak kullanılmakta olup, STİ Vakfı’na tahsis edilmiştir.
1958-1970 yılları arasında gerçekleşen restorasyon çalışmaları
Sn mimar cahide Tamer i sayğıyla anıyor bizlere belge niteliğinde bıraktığı kitabından restorasyon tecrübesini rapor  olarak sunuyoruz.









Osmanlı padişahları içinde sadece 18 yaşındayken feci şekilde katledilen Genç Osman'ın Kuyusunun Yanıbaşında... 

Yıldız Teknik Üniversitesi- Hocam İle Rölöve Öncesi- Kuyunun yanıbaşında...

Küçük Altın Kapı, Yedikule Gertrude Bell Arşivi - Haziran 1911


Cihannüma' da "M- Evi"

Cihannüma- Abbasağa


Beşiktaş İlçesi, Cihannüma Mahallesi. Yenimahalle Fırın Sokak, 261 Ada, 7 Parsel sayılı yerimiz için yapılan ,
·      Pervititch de sağ tarafımızdaki bahçe gözüken alan İfraz ile yeni bir imar (8 nolu ) parsel oluşturulmuş,
·      Pervititch’ deki parsellerin zaman içinde tevhid ve ifraz içinde tamamen değiştiği .
·      özel idare tahrir def. 409 mevcut olduğu.
·      1984 yılında yeminli büronun raporlarında Tüm özgün özelliklerinin değiştirildiği …
·      03.09.1984 Tarih 3166 numara ile Yeminli Özel teknik tarafından rölöve ve dosyası hazırlandığı.
1996 yılında tescil edilene kadar geçen yıllar içinde yapılan müdahalerle  hem parsel hemde yapı olarak tarihsel belge olma niteliğini  kaybettiği,  tüm eklerin değersiz olduğu  gözlenmektedir.






Beykoz "U Evi" Rölöve-Restitüsyon

BEYKOZ'DA, 473 ADA, 20 PARSEL

Beykoz’un Tarihinde Beykoz Çayırı :

Osmanlı tarihinin en önemli seyyahlarından olan Evliya Çelebi, Beykoz’u şu satırlarla anlatır: “(…) lebi deryadan bağlar kenarından gitmek üzere Servi Burnu’nun üç bin adım güney tarafında, bir liman-ı âzimin kenarındadır. Sekiz yüz haneli, bağ ve bahçeli, mamur bir kasabadır. Camii, mescidi, hamamı, Sibyan Mektebi, küçük sokakları, ağaçlarla müzeyyen çarşı ve pazarı vardır. Çarşı ve pazarı çok bakımlıdır. Halkı bahçıvan, oduncu ve balıkçıdır. Ab-ı havası nefistir. İskelesinde bir kılıç balığı dalyanı vardır. Beş altı gemi direğini birbirine bağlayıp denize dikmişlerdir. Karadeniz tarafından kılıçbalıkları geldiğinde direğin tepesindeki âdemler ellerindeki taşları kılıçbalıklarının arkasına doğru atınca balıklar emin yerdir diye liman ağzına doğru girer. Burada ağlara takıldıklarında balıkçılar kayıklarla kılıçbalıklarına yanaşıp kargı ve tokmaklarla bunları avlarlar. Buradan içeride Akbaba, Sultan, Ali Bahadır, Dereseki, Alemdağ, Koyun Korusu, Yuşa Nebi Mesireleri vardır.” Bugün Beykoz, yukarı boğazın yüzyıllardan beri en şöhretli mesiresi olan, geniş bir vadiyi dolduran ve ulu çınarların süslediği Beykoz Çayırına sahiptir. Çayır, Hünkar İskelesinden darala darala Tokat Mevkiine kadar uzanmaktadır. Çayırın içerisinde yer alan türlü türlü mekanlar, ağaçlarla çevrili yollarla birbirine bağlanır. Bu, başka bir mesirede rastlayamayacağımız nadide bir güzellik sunar bizlere. Ağaçların boylarına bakılarak bu yolların en az yüz elli iki yüz öncesinde yapılmış olduğu
sonucuna rahatlıkla varılabilir.














RESTİTÜSYON PROJESİ RAPORU

İstanbul ili, Beykoz ilçesi, Yalı köy mahallesi, Gazi Yunus Sokak, 68 pafta, 473 ada, 20 parselde bulunan bina, yakın zamandaki tahribat sonucu yıkılarak kullanılamaz hale gelmiştir.

Söz konusu yapının Restitüsyon projesi hazırlanırken mevcut duvarların yanı sıra eldeki pervititch haritası, eski hava fotoğrafı, eski fotoğraflar da dikkate alınmıştır.

Binaya Gazi Yunus Sokak’tan 1 basamak çıkılarak girilmektedir. Giriş kapısından 13 basamak çıkılarak üst kat sofaya ulaşılmaktadır. Zemin katta ön cepheye bakan 1 mutfak bulunmaktadır. Arka cepheye bakan 1 oda ,1 hela ayrıca sol yan cepheden sofaya ulaşılan bir kapı ve sol yan cepheye bakan 1 oda bulunmaktadır. Sofada bulunan ahşap merdivenle 1. kata ulaşılmaktadır. Bu katta ön cepheye bakan cumbalı bir oda, Arka cepheye bakan 1 oda ,1 hela ve sol yan cepheye bakan 1 oda bulunmaktadır. Binanın bodrum arka cephede bulunan kapıdan ulaşılmaktadır. Bu katta odunluk bulunmaktadır.

Binanın cephesi zemin kat kotuna kadar sıvalı olup, üstü ahşap kaplamadır. 2 farklı yüzey arasında ahşap silme bulunmaktadır. Binanın ön cephesinde bulunan cumbanın altında 2 ahşap furuş bulunmaktadır. Binanın pencereleri ahşap çift kanatlı pencerelerdir.

Ahşap konstrüksiyon olarak Restitüsyon projesi çizilen binanın çatısı alaturka kiremit olarak projelendirilmiştir.
 RESTORASYON  PROJESİ 
Bahçe Katı

Giriş Katı

Birinci Kat


H.Bayraktar Evi

RESTORASYON VE YENİ KULLANIM PROJESİ RAPORU Mimar ayşe ünlü İstanbul İli ,Beşiktaş ilçesi ,Arnavutköy Mahalles...